Esad rejiminde işkenceleri gizleyen Suriyeli doktorlar bugün Avrupa’da çalışıyor
Şam İstihbarat Belgeleri ve 10 bin ceset fotoğrafı, rejimin sistematik zulmünü ortaya koydu. Askeri hastanelerde sahte ölüm raporları düzenleyen doktorların bazıları Avrupa hastanelerinde görev yapıyor
Esad rejiminde işkenceleri gizleyen Suriyeli doktorlar bugün Avrupa’da çalışıyor
Şam İstihbarat Belgeleri ve 10 bin ceset fotoğrafı, rejimin sistematik zulmünü ortaya koydu. Askeri hastanelerde sahte ölüm raporları düzenleyen doktorların bazıları Avrupa hastanelerinde görev yapıyor
Suriye iç savaşında Beşar Esad rejiminin işkence ve ölümlerini gizleyen doktorların bazıları bugün Avrupa’da çalışıyor. Alman NDR televizyonu, The Times, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ve diğer medya kuruluşlarının paylaştığı uluslararası araştırma, Şam’daki istihbarat servislerinden ele geçirilen 134 binden fazla belge ve 10 binden fazla ceset fotoğrafını inceliyor. Belgeler, rejimin 14 yıllık savaşta 150 binden fazla kişiyi gözaltına aldığını veya kaybettiğini gösteriyor.
Esad rejiminin 2024’te çöküşüyle binlerce Suriyeli, hapishanelere ve gizli gözaltı merkezlerine akın ederek kayıp yakınlarını aradı. Bazıları hayatta kalanları buldu; binlercesi hâlâ iz bırakmadan kayıp.
10 bin ceset fotoğrafı: Açlık, dayak ve tıbbi ihmal
Araştırmaya göre, askeri polis fotoğrafçısı, infaz ve işkence emirlerinin yerine getirildiğini belgelemek için 10 binden fazla mahkumun cesedini fotoğraflamış. Fotoğraflar, erkek, kadın ve hatta bebek cesetlerini gösteriyor; açlık, yetersiz beslenme, dayak ve tıbbi ihmal izleri bariz. Çoğu anonim olarak toplu mezarlara gömülmüş; aileler yakınlarının ölümünden habersiz kalmış.
Şam yakınındaki Tishreen ve Harasta askeri hastaneleri, sistemin merkezinde yer almış. Doktorlar, tıbbi kayıtlar ve ölüm raporlarını sistematik olarak sahtelemiş: Ölümler “kardiyorespiratuar arrest” olarak kaydedilmiş; fotoğraflar ise ağır yaralanma ve ihmal kanıtlıyor.
Avrupa’da çalışan doktorlar: İsimler gizli tutuluyor
Belgelere göre, bu sahte raporları imzalayan doktorların bazıları bugün Avrupa hastanelerinde çalışıyor. Hukuki nedenlerle isimleri açıklanmıyor; hangi ülkelerde oldukları belirsiz. Araştırmacılar, bu durumun "tıbbi soykırım" olarak nitelendirilebileceğini belirtiyor: Hastaneler, hapishanelerin uzantısı gibi işlev görmüş; mahkumlar tutulmuş, işkence görmüş ve idari olarak silinmiş.
Eski bir Suriyeli subay, belgeleri paylaşan isim: “İnsanlar bilmeli. Aileler, sevdiklerinin nerede olduğunu ve ne olduğunu öğrenmeli.”
“Caesar fotoğrafları” gibi skandal: Endüstriyel ölçekte işkence
Belgeler, 2015’teki “Caesar fotoğrafları” skandalına benzer bir ölçekte işkenceyi ortaya koyuyor. 2016’da tek yılda 3 bin 166 ceset fotoğraflanmış; bir günde 177’si. Kayıtlar, rejimin son günlerine kadar devam etmiş; uluslararası öfkeye rağmen.
Kurbaan Mazen el-Hamada gibi aktivistler de belgelerde yer alıyor: Yıllarca işkence gören Hamada, 2020’de ailesine baskı sonucu Suriye’ye dönmüş ve kısa süre sonra gözaltında ölmüş.
Getirilen tanıklıklar, aşırı vahşeti anlatıyor: Askerler, cesetlere sigara basmış, açık yaralara tuvalet suyu dökmüş, yataklarında mahkumları dövmüş. Ceset yüklü kamyonlar düzenli gelmiş; “Sanki inşaat sahasına kum döker gibi çimlere bırakılmış” diyen bir doktor tanıklığı var. Bazı hastaneler, tıbbi personel çekilerek sadece ceset işleme üssü yapılmış.
Aileler gerçeği bilmeli
Araştırmayı sağlayan eski subay, “İnsanlar bilmeli. Aileler, sevdiklerinin nerede olduğunu ve ne olduğunu öğrenmeli” dedi. Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), rejimin 150 binden fazla kişiyi gözaltı veya kayıp ettiğini doğruluyor. Belgeler, Esad sonrası adalet arayışını güçlendiriyor; Avrupa’daki Suriyeli doktorların soruşturulması talepleri artabilir.
Halil Uygun

